Öğretmenlerin ve öğrencilerin yaz tatili kısalacak mı? Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk televizyon programında eğitime dair sorulara yanıt verdi. CNN Türk’te bir programa katılan Milli Eğitim Bakanı kendisine gelen soruları cevapladı.
“Sınavı araç haline getirmek istiyoruz”
– Sınav sisteminin baskısıyla herkes üniversiteye girmek istiyor. Dünyada bu böyle değildir. Bazı üniversiteler kota koyar, herkes üniversiteye girmesin diye. Herkesin üniversiteye gittiği bir yerde siz istihdamı sağlayamazsınız. ABD’de bile üniversite demode olan fikre dönüşüyor. Bir takım uygulamalar var. Diyor ki ben 4-5 sene üniversitede okuyacağıma tam da işim için önemli olan birkaç sertifakayı aldığımda daha başarılı olurum diyor. Biz de bunu yapabiliriz. Bir meslek lisesi mezununa askerlikle ilgili kolaylıklar sağlanırsa, doğrudan doğruya çocuğun işbaşı üretime geçmesi lazım, oradan para kazanması lazım. Çocukların 9.sınıftan itibaren yapabilirsen sigorta pirimlerinin ödenmesi lazım. Öğrenciyi okul dışına da çıkarmak gerekir, sanayiyi görmesi lazım. Okulun sadece santral görev görmesi gerekir. Mesela turizm sektöründe, çocuğun yabancı dile maruz kalma olasılığı çok yüksek. Nisanda okul sezonu başlasın mesela. Bunu çalışmaya başladık.
– Üstün zekalı çocuklar ya hiç dikkate alınmıyorlar ya da çok dikkate alınmıyor. Türkiye’de çok dikkate alınıyor ama yeterince eğitim götürülemiyor. Onlara ayrılan pay yüzde 1’in altında. Özellikle lisans üzeri düzeyde bu çocuklara yapılan yatırım o ülkenin ekonomisini götürür.
– Beyin göçü meselesi iki taraflı bir iş. Güçlü bir devletseniz beyin göçü iyidir, zayıf bir devletseniz başka sorunlar ortaya çıkar. Türkiye’nin beyin göçü vermesinde fayda var. Bizim dünyada daha bilinir, tanınır hale gelmemiz lazım. Bundan korkmayalım.
– Okula başlama yaşı bireyseldir. Çocuk hazır değilse çocuğu 4 yaşında okula başlatmamak gerekir. Bir genel geçer tablo da var; çocuk 6 yaşını doldurmadan da ilkokula başlamasın.
– Birçok yeni dersin ilave edilmesi için çalışıyoruz. Geleceğin meslekleri ile birçok alanın girmesini planlıyoruz. Aslında önemli olan şey bu derslerin kendisi değil. Gerçek doğada, hayatta böyle bir ayrım yok aslında. Bizim giderek daha bütünsel bir anlayışa gitmemiz gerekir. Hayatın kendisiyle daha uyumlu, bilgi değil de daha görgü temelli bir yaklaşıma gidilmesi gerekiyor.
Yaz tatili kısalacak mı?
-Bizim tatilimiz uzun. Avrupa ortalaması 200 okul günü. Bizde 180 iş günü var. Japonya’da 220 gün. Önce yapısal olarak bir iyileştirmeye gidelim. Ondan sonra 180 iş günü Avrupa’daki gibi 200 iş günü olabilir. Türkiye’nin yüzde 90’ı tarım toplumuyken yazın 3 aylık boşluğu bırakmışlar çünkü tarım yapılıyor. İş tersine dönmüş yüzde 80’i şehirleşmiş ama bu takvim yine aynı kalmış temel çıkmaz bu. Değişebilir. Şu anda 180 iş gününü hemen artırmak gibi bir derdimiz yok. Önce yapısal olarak bir iyileştirmeye gidelim. Ondan sonra orta vadede 180 iş günü Avrupa’daki gibi 200 gün olabilir.
Bu haber üzerine yazılmış bazı kullanıcı yorumları:
1- Yaz sıcağında tüm sınıflara klima gerekir.
2- Yaz sıcağında artan mikrobik hastalıklara karşı, tedbir almak gerekir.
3- Mevsimlik işçiler, çocuğunun eğitimi değil, kendi günlük yevmiyelerini hesaplar.
4- Sıcak havada sadece öğrenciler de değil, öğretmenlerde de gevşeme olur.
5- Sıcak havalar, Kılık kıyafet yönetmeliği dinlemez. Mevsimine göre değişkenlik gösterir.
6- Sıcak hava, ekstra çarpıntı, bulantı , yapabilir.
7- Yaz tatilinde, otopark yapılan okul bahçeleri, turistlerin yoğun olduğu iller ve ilçeler, bu konuda sıkıntı yaşayabilir.
8- Başlamadan sona erebilecek bir uygulama da, son kararı hangi MEB bakanı verebilir ?—
Avrupa’nın milli gelirine bakan yok.
Avrupa’nın düşünce ve ifade özgürlüğüne bakan yok.
Avrupa’nın eğitim felsefesine bakan yok.
Avrupa’nın hayat standartına bakan yok.
Nerede Avrupa’da kıldır gıcık, abidik gubidik bizde uygulanamayacak şey var ısıtıp ısıtıp önümüze koyuyorlar.
Değil 1 milyon 100 milyon fikir de yazsak boş. Ben inancımı kaybettim arkadaş.Avrupayı örnek alma konusun sadece “iş günü” mevzusuyla sınırlı kalmaz umarım. Mesela oradaki öğretmenlerin özlük hakları ve yaşam standartları da baz alınır bir şeyler yapılırken!
sayın bakanımızın bahsettiği konular gayet olumlu. sadece bize düşen hem sabırlı olmak hemde taşın altına elimizi koymak olacaktır. bakanımız bizim camiadan bu yüzden aslında ümit var olmalıyız.
Sorun tarım değil sorun mevsimsel bakanım.o dönemde sınıflarda durmak imkansız.bahceye bile çıkamıyorlar çocuklar.diger ülkelerin böle bir sorunu yok.her sınıfa klima takilacaksa ve bahçeye ağaçlar dikilecekse tamam