KESK’ten memur zammıyla ilgili açıklama geldi. Enflasyon sonrası memur zammının yetersizliğine değinen KESK toplumsal sözleşmenin yenilenmesi gerektiğini vurguladı.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), kamu emekçileri ve emeklilere yapılan yüzde 10,69’luk zam sonrası bir açıklama yaptı.
“2017 yılında yandaş konfederasyon yönetimi ile hükümet arasında varılan mutabakata göre kamu emekçilerinin ve emeklilerinin maaşlarında 2019 yılının ilk altı aylık dönemi için yüzde 4 ikinci altı aylık dönemi için yüzde5 artış yapılması kararlaştırılmıştır. Oysa Eylül ayında açıklanan Yeni Ekonomi Programına göre 2019 yılı enflasyon hedefinin yüzde 15.9 olduğu açıklanmıştır” denilen açıklamada, “Dolayısıyla 5 milyon kamu emekçisinin ve emeklisinin gerçekleşen enflasyonla daha fazla ezilmesine son verilmesi için hükmünü çoktan yitiren söz konusu toplu sözleşme derhal yenilenmelidir” ifadeleri kullanıldı.
Tüm yükü emekçilerin sırtına yıkan vergi adaletsizliğine ve vergi dilimi soygununa son verilmesinin istendiği açıklamada, şu ifadeler yer aldı:
Hükümet emekçilere kaşıkla verdiği enflasyon farkını ve maaş zammını adaletsiz gelir vergisi tarifesi üzerinden kepçeyle geri almaktadır. 31 Aralık 2018 tarihinde açıklanan Gelir Vergisi tarifesi çalışanların dilim dilim soyulmasına devam edileceğini ispatlamaktadır.
Maaşları her yıl hedeflenen Tüketici Enflasyonuna (TÜFE) göre artırılan kamu emekçilerinin maaşlarından kaynakta peşin gelir vergisi kesilirken ise Üretici Enflasyonu (ÜFE) dikkate alınmaktadır. Üstelik 2019 yılı vergi dilimi artışı %23.73 olarak açıklanan Yeniden Değerleme Oranına göre (Ekim 2018 – Ekim 2017 arası dönemi kapsayan 12 aylık ortalama ÜFE oranı) artırılması gerekirken 14,800 TL olan birinci vergi dilimi %21 oranında arttırılarak 18,000 TL’ye, ikinci vergi dilimi 34,000 TL’den %17 arttırılarak 40,000 TL’ye yükseltilmiştir.
Bu verilere göre başta gelir vergisi matrahından nerdeyse hiçbir indirim yapılmayan 399 sayılı KHK’ya tabi olarak çalışan sözleşmeli personel olmak üzere kamu emekçilerinin çok büyük bir bölümü yılın dördüncü, beşinci ayından itibaren%20’lik ikinci vergi dilimine girecektir. Önemli bir bölümü de sekizinci aydan itibaren yüzde 27’lik üçüncü vergi dilimine girecektir. Dolayısıyla enflasyon farkı ve maaş zammı daha cebine girmeden vergiye gidecektir.
Bu vesile ile kamu emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarının dayanılmaz hale geldiği, emekçilerin ek iş yapmak zorunda bırakıldığı, kredi ve borç batağına saplandığı koşullarda, iktidarın ekonomik krizden etkilenen yüzde 99 yerine, yüzde 1’i oluşturanların talepleri doğrultusunda hareket etmesinin kabul edilemez olduğunun altını bir kez daha çiziyoruz.