Sabahattin Ali içimizdeki şeytan kitap özetini oku. İçimizdeki Şeytan roman özeti. İçimizdeki Şeytan’ın kişileri, özeti, analizi, ana fikri ve konusu.
Sabahattin Ali’nin Romanı (1940)
Bir yaz günü Kadiköyü’nden Köprü’ye gelen vapurda Ömer, Emine Teyze ile karşılaşır ve Emine Hanım’ın yanındaki kıza, uzak bir akraba kızı Macide’ye aşık olur. Balıkesirlidir Ömer, yirmi beş yaşlarındadır. Bir yandan , kayrılma ile girdiği postahanede çalışmakta, bir yandan da üniversitede sözde okumaktan dolayı Emine Hanım tarafından İstanbul’a getirilmiş, konservatuara yazılmıştır; altı aydır babasının yolladığı yirmi beş lira ile Emine Hanım’ların Şehzadebaşı’ndaki evinde pansiyon kalmaktadır. Emine Hanım’ın kocası Galip Bey yağ ticareti yapmaktadır, fakat gitgide işleri bozulur. Çok geçmeden Macide’nin babası ölür, Balıkesir’den gelen para gelmez olur. Emine Teyze’lerde sığıntı gibi kalmak istemeyen Macide, bir gece Ömer’le bir gezinti dönüşü, hakarete uğrayınca bavulunu alır; nereye gideceğini bilmeksizin, Emine Hanım’ın evini terk eder. Tesadüf, Ömer henüz kapının önündedir. Durumu öğrenince Macide’yi Taksim yakınlarındaki bir pansiyona götürür. Artık bir karı-koca hayatı yaşamaktadırlar. Ömer, arkadaş kesesinden geçinir olmuş, karısını da profesörler, şairler, yazarlar çevresine sokmuştur. Bir akşam çalgılı bir bahçede fasıl topluluğunda piyano çalan bir genç, Ömer’in yanına gelir. Bu, Macide’nin ortaokuldan, aralarında platonik bir gönül bağlantısı geçmiş eski müzik öğretmeni Bedri’dir. Bedri, eski arkadaşı Ömer’le Macide’nin aile dostları olur. Onlara paraca yardım eder. Ömer, kendisine her zaman istediğinden başka şeyler yaptıran, içindeki şeytan’ın esiridir. Çevresinin etkisiyle düştükçe düşer; bir ara arkadaşlarının bazılarıyla tutuklanır. Salıverileceği gün Bedri, Ömer’i ziyaret eder. Konuşmaları sonunda Ömer, hala nikahlanmadıkları Macide’yi Bedri’ye bırakır, aradan çekilir. Şimdi Macide, Bedri’yle yeni ve düzenli bir hayatın eşiğindedir.
Kitap analizi:
İkinci Dünya Savaşı öncesi üniversite ve sanat çevresindeki sosyal, siyasi, fikir yönelişlerini de gösteren, olaylarda tesadüfleri ön plana aldığı için de karşıtlıklar toplamı olan roman, aydınların oluşturduğu bir çevre yergisidir. Bu çevrenin en olumlu tipini yazar, ancak Bedri’nin kişiliğinde yatıyor.