Didaktik kelimesinin Türkçe karşılığına baktığımızda, “Öğretim yöntemlerini ele alan bilgi, öğretim bilgisi.” böyle bir tanımla karşılaşıyoruz Türk Dil Kurumu’nun sitesinde. Anlamından da anlaşılacağı üzere didaktik şiir denildiğinde öğretici şiir aklımıza gelmelidir.
Didaktik Şiir
Ahlaki ya da felsefi, din, sanat, bilim ya da farklı alanlar hakkında bilgi vermek, yol göstermek, öğüt vermek amacıyla yazılan şiirlere didaktik şiir denir.
Bazı şairler zaten tüm şiirlerin öğreti bir yanı olduğuna inansa da didaktik şiir açık bir şekilde okuyucularına ahlaki, bilimsel içerikli mesaj ya da öğütler vermektedir.Didaktik şiir bir hikayeyi, olayı anlatmak, duyguyu dile getirmekten ziyade bir mesaj, bir öğreti, öğüt, bilgi verme amacı olan şiirdir.
Didaktik şiirin konusu nedir?
Didaktik şiirde herhangi bir konu, hikaye, olay ya da durumdan ziyade ahlaki, felsefi ya da bilimsel bir konuda bilgi, öğüt verme amacı vardır. Okuyucuları bilgilendirmek, okuyucuya öğüt vermek, doğru yolu göstermek için yazılan şiirlerdir. Bu anlamda bilgi ya da öğüt vermek amacıyla yazılan her konu didaktik şiirin konusu olabilir. Devlet yönetimiyle ilgili bilgiler içeren şiirler, insanların birbirini sevmesini, saygının önemini belirten şiirler, bilimin önemini vurgulayan şiirler vb…
Dünya edebiyatından didaktik şiir örnekleri
- Kayıp Cennet – John Milton
- İnsana Dair Deneme – Alexander Pope
- İlahi İmge – William Blake
- Adam Olmak – Rudyard Kipling
- Memoriam – Alfred Lord Tennyson
Didaktik kelimesi nereden geliyor?
Didaktik kelimesi Yunanca dan “didaktik” kelimesinden türemiştir “didaktikos” ( “öğretme veya talimat vermek mümkün”).
Didaktik Şiir Örnekleri
Dinle Sana Bir Nasihat Edeyim
Dinle sana bir nasihat edeyim
Hatırdan, gönülden geçici olma
Yiğidin başına bir iş gelince
Anı yad ellere açıcı olma
Mecliste ârif ol kelâmı dinle
El iki söylerse, sen birin söyle
Elinden geldikçe sen eylik eyle
Hatıra dokunup yıkıcı olma
Dokunur hatıra kendisin bilmez
Asilzadelerden hiç kemlik gelmez
Sen eyilik et de o zayi olmaz
Darılıp da başa kakıcı olma
El âriftir, yokla kendi kendini
Dağıdırlar duzağını, fendini
Alçaklarda otur, gözet kendini
Katı yükseklerden uçucu olma
Muradım nasihat bunda söylemek
Size lâyık olan onu dinlemek
Sev seni seveni, zay etme emek
Sevenin sözünden geçici olma
Karac’oğlan söyler sözün, başarır
Aşkın deryasını boydan aşırır
Seni bir mecliste hacil düşürür
Kötülerle konup göçücü olma
KARACAOĞLAN
İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsen
Ya nice okumaktır
Yunus Emre
Şunlar ki çoktur malları
Gör nice oldu halleri
Sonucu bir gömlek imiş
Anında yoktur yenleri
Yunus Emre
Bilgiye Dair
Pahalı akçadır, bilgili insan
Bilgisiz cahilde bir kalp akçadır
Bilgisizlik yüzünden bir nice halk
Öz eliyle put yapıp “Tanrı’m budur” dedi
Atabetü’l Hakayık
Cömertlik
Cömert ol, sana söz, sövgü gelmesin;
Sövgü gelecek yolu cömertlik tıkar
Bu halkın seçkini cömert insandır
Cömertlik şeref, can ve güzellik arttırır
Atabetü’l Hakayık
Karga ile Tilki
Bir dala konmuştu karga cenapları
Ağzında bir parça peynir vardı
Sayın tilki kokuyu almış olmalı
Ona nağme yapmaya başladı
“Ooooo! Karga cenapları, merhaba
Ne kadar güzelsiniz; ne kadar şirinsiniz
Gözüm kör olsun yalanım varsa
Tüyleriniz gibiyse sesiniz
Sultanı sayılırsınız bütün bu ormanın.”
Keyfinden aklı başından gitti bay karganın
Göstermek için güzel sesini
Açınca ağzını düşürdü nevalesini
Tilki kapıp onu dedi ki: “Efendiciğim,
Size küçük bir ders vereceğim;
Alıklar olmasa iş kalmaz açıkgözlere
Böyle bir ders de değer sanırım bir peynire.”
Karga şaşkın, mahçup biraz da geç ama
Yemin etti gayrı faka basmayacağına
La Fontaine
Dinle Vatandaş
Kulak ver sözüme, dinle vatandaş
Uyma lâklak edip gülüşenlere.
Seni meşgul eder, işinden eğler,
Karışır tembel perişanlara.
Adım at ileri, geriye bakma,
Bir sağlam iş tut da elden bırakma,
Saçma sapan sözler hep delip takma
Allah’ın yardımı çalışanlara.
Âşık Veysel
Topraktandır cümle beden,
Nefsini öldür ölmeden,
Böyle emretmiş Yaradan,
Sen kalemsin ben uç muyum?
Aşık Veysel
Köpeğin Aç Gözlülüğü
Bu yalan dünyada herkes yanılır
Her zaman görürüz bir sürü insan,
Sayılarını artık Allah bilir.
Koşar durur bir hülyanın ardından.
Esope’un köpeğini anlatmalı onlara.
Ağzında av, eğilip kendini görür suda;
Başka av sanır, atar ağzındakini hemen.
Sudaki ava saldırır, su karışır birden.
Güç tutar zavallı karşı kıyıyı;
Ne av kalır ne gölgesi tabii
Orhan Veli Kanık
Aşağıda bulunan şiir türlerinin, örneklerine, tanımlamalarına ve özelliklerini de inceleyebilirsiniz.
Lirik Şiir Nedir? Lirik Şiir Örnekleri
Epik Şiir Nedir? Epik Şiir Örnekleri