Peygamberimizin Hayatı Konu Anlatımı
Kabe :Allah’a ibadet etmek amacıyla yapılmış ilk ibadethanedir. Mekke Şehri’ndedir. Mekke şehri ise Arap Yarımadası’ndadır. Hz. İbrahim ve oğlu Hz. İsmail yapıldıktan sonra yıkılan ve yeri unutulan Kabe’yi yeniden inşa ettiler. Hz. İsmail’in ayaklarının değdiği yerden akan su ZEMZEM suyudur.
Mekke’de Dini Hayat:Şirk, Allah’a ortak koşmak, O’ndan başka varlıkları tanrı kabul etmek ve onlara tapmaktır ve İslam dininde en büyük günahtır. Allah’a ortak koşanlara Kuran-ı Kerim’de MÜŞRİK denir. O dönemde Mekke’de putperestlik yaygındı. Mekkeliler tahtadan, taştan yaptıkları farklı büyüklükteki putlarla Kabe’nin içini ve dışını doldurdular. Bu putlara tapınıp dua ederler, onlar adına kurban kesip şenlikler düzenlerlerdi. Mekkeli müşrikler Ölümden sonra dirilmeye, cennet ve cehenneme inanmazlardı. İslamiyet’ten önceki insanların yaşadığı karanlık döneme Cahiliye Dönemi denir. Bu dönemde toplumda haksızlıklar, zulümler, günahlar son derece yaygındı. İçki içmek, kumar oynamak, hırsızlık yapmak, başkalarının mallarını gasp etmek çok yaygındı. Güçlüler zayıfları eziyor, zenginler fakirleri hor görüyor, kölelere, kadınlara, kız çocuklarına hiç değer verilmiyor, kız çocuğu olanlar ayıplanıyor ve ayıplananlar da kız çocuklarını çölde ölüme terk ediyorlardı. Ayrıca ; Hristiyanlık ve Musevilik (Yahudilik) dinlerine inananlar da vardı. İslamiyet’ten, Peygamber (s.a.v.) Efendimizin peygamberliğinden önce Allahın birliğine inanan ve ona ortak koşmayan, Arabistan’da putlara tapmayıp Hz. İbrahim’den kalan dini inancı sürdüren kişiler de vardı. Bunlara Hanif denirdi.
Mekke’de Sosyal ve Ekonomik Hayat: Kabileler halinde yaşıyorlardı. Kabileye bağlılık çok önemliydi. Kabileler arası ufak anlaşmazlıklar bile uzun yıllar süren kan davalarına sebep oluyordu. Mekke’de özgür insanların yanı sıra köleler de vardı. Kölelerin hiçbir hakkı yoktu. Sahiplerinin malı sayılır, pazarlarda alınıp satılırlardı. Mekke halkının okuma yazma oranı çok düşüktü. Okuma yazma bilenler yok denecek kadar azdı. Halkın bir bölümü çöllerde ve kırsal bölgelerde göçebe yaşardı. Göçebe olanlara Bedevi denirdi. Bunlar hayvancılıkla uğraşır ve çadırlarda kalırdı. Bir bölümü de köylerde ve şehirlerde yerleşik olarak yaşar, tarım ve ticaret yaparlardı.Ticarette insanlar hile yapıyor,birbirilerini aldatıyordu.Güçlü olanlar zor kullanarak güçsüzlerin mallarını ellerinden alıyordu.Yağmacılık ve kapkaç,hayatın bir parçası olmuştu. Arap toplumunda şiir sanatı çok gelişmişti. Şiir yarışmaları düzenlenir ve en güzel şiir Kabe’nin duvarına asılırdı. Şairler toplumda saygı görür, zenginler tarafından ödüllendirilirdi.
Peygamberimizin Ailesi
Peygamberimiz, Hz. İbrahim’in oğlu Hz. İsmail’in soyundan Kureyş Kabilesinin ve Haşimoğulları Sülalesindendir. Kureyşliler insanlar arasında dürüstlük, güvenirlik ve yardımseverlikleriyle tanınırdı. Haşimoğulları Ailesi ise Kureyş Kabilesinin en asil ve en hayırlı ailesiydi.Miladi takvime göre 20 Nisan 571 tarihinde, Hicri takvime göre ise Peygamberimiz Rebiülevvel ayının on ikisinde Pazartesi günü Mekke’de doğdu. Mekke, Arabistan’da ki en önemli şehirlerden biridir.Hz. Peygamberin babasının adı Abdullah, annesinin adı Amine’dir. Peygamberimizin babası Abdullah Peygamberimiz doğmadan önce ölmüştür. Bu yüzden peygamberimiz yetim olarak doğdu. Annesi Amine,Kureyş kabilesinin Zühre oğulları kolundan VEHB’in kızıdır. Mekke şehri bebeklerin büyümesi için uygun değildi. Bu yüzden peygamberimiz 4 yaşına kadar süt annesi Halime ve süt kardeşleri (Şeyma –Abdullah-Üneyse) ile yaşadı.Haris ise süt annesinin eşidir. Dört yaşına gelince süt annesi onu annesine teslim etti. Annesi, dadısı ÜmmüEymen ile altı yaşına kadar baktı. Altı yaşında annesini de kaybedince peygamberimiz, öksüz ve yetim kaldı. Dadısı, onu dedesi Abdülmuttalip’e teslim etti. Dedesi onu çok severdi. Muhammed ismini ona dedesi verdi.
Doğduğu gün ziyafet vermiş, yoksulları doyurmuş ve Kabe’ye getirmişti. Peygamberimiz 8 yaşındayken dedesi Abdülmuttalip ölünce amcası Ebu Talip peygamberimizin bakımını üstlenmiştir.8 yaşından 25 yaşına kadar amcası Ebu Talip ile kaldı. Ebu Talip’in eşi Fatıma peygamberimize annelik yapmıştır. Onu kendi evlatlarından ayırmamış, ona daima şefkat ve merhametle davranmıştır. Hamza-Abbas-Zübeyr peygamberimize yakınlık gösteren diğer amcalarıdır. Peygamberimiz amcasının geçimine katkıda bulunmak için on yaşlarındayken çobanlık yaptı. 12 yaşında ise ticaret ile uğraşan amcasının yanında ilk ticaret yolculuğuna çıktı ve bundan sonra ticareti öğrendi ve kervanları yönetir hale geldi.
Muhammedü’l Emin (Güvenilir Muhammed) : Peygamberimiz hiç yalan söylemez, kimseyi aldatmazdı. Kötü alışkanlıkları yoktu, dürüst, adaletli ve merhametliydi. Emanete hıyanet ezmezdi. Mekkeliler ona çok güvenirdi ve bu yüzden ona (Muhammedü’l Emin) derlerdi.
Not: Peygamberimizin doğumunu anlatmak için ‘’Mevlit’’ kavramı kullanılır. Mevlit, doğma, doğum zamanı, doğum yeri, doğum yıl dönümü gibi anlamlara gelir. Bizde Rebiülevvel ayının on ikinci gecesini Mevlit Kandili olarak kutlarız.
Hilfü’l-fudul Cemiyeti (Erdemliler Topluluğu) : Hz. Muhammed (s.a.v) yardımlaşma konusunda örnek bir insandı. Yardımlaşmaya ve dayanışmaya çok önem verirdi. İnsanlara karşı sevgisi, şefkati, merhameti ve yardım etme duygusu çok genişti. Maddi durumu kötü olan insanlara merhametle yaklaşırdı. Onların bu durumlarına çok üzülürdü. Fakirleri, yoksulları, kimsesizleri korumak için elinden geleni yapmaya çalışırdı. Her zaman insanlara yardım etme arzusunda oldu. Bu arzusunu yerine getirmek için 20 yaşında iken fakir, kimsesiz ve güçsüzleri korumak ve yardım etmek amacıyla Mekke’de kurulan Hilfulfudul Cemiyeti(Erdemliler Topluluğu)’nun kurucuları arasında yer aldı ve bu topluluğa katıldı.
Peygamberimizin Evliliği ve Çocukları: Peygamberimizin dürüst, başarılı ve güvenilir bir ticaret adamı oluşu herkesi etkilediği gibi Mekke’nin saygı değer hanımlarından biri olan Hz. Hatice’yi etkiledi. Peygamberimize kar ortağı olarak ticaret yapmayı teklif etti. Bu teklifi kabul eden Peygamberimiz bir süre Hz. Hatice’nin ticaret işlerini yürüttü. Hz. peygamberin dürüst bir şekilde ticaret yapması ve erdemli davranışları onu çok etkiledi. Akrabaları aracılığı ile Peygamberimize evlenme teklifinde bulundu. Peygamberimiz bu teklifi kabul etti. Hz. Muhammed, Hz. Hatice ile evlenerek mutlu bir aile yuvası kurdu. Evlendiklerinde Peygamberimiz 25, Hz. Hatice ise 40 yaşındaydı. Ancak evliliklerinde yaş farklılığının hiçbir önemi yoktu. Çünkü onların sevgi ve saygıya dayalı bu evlilikleri Müslümanlar için en güzel örnek olmuştur.
Peygamberimiz Hz. Hatice hayatta iken ondan başka bir kadınla evlilik yapmadı. Hz. Hatice ile evliliğinden altı çocuğu oldu: Zeynep, Rukiye, Ümmü Gülsüm, Fatıma, Kasım, Abdullah .Bu çocuklarından erkek olanların hepsi küçük yaşlarda öldü. Hz. Fatıma dışındaki kızları da o hayatta iken öldüler. Peygamberimizin soyu Hz. Ali ile evlenen Hz. Fatıma’nın dünyaya getirdiği çocuklar ile devam etti. Hz. Ali peygamberimizin amcası Ebu Talip’in oğludur. 35 Yaşında iken geçim sıkıntısı çeken amcasına destek olmak için Hz. Ali’nin tüm bakımını üstlenmiştir.Peygamberimizin Medine dönemindeki eşi Hz.Mariyeile evliğinden olan çocuğu adı: İbrahim ‘dir.
Kabe Hakemliği: Hz. Muhammed’in toplum içindeki dürüstlüğünün ve güvenirliliğinin ölçüsünü görmek bakımından ”Kabe hakemliği” önemli bir örnektir. Şiddetli rüzgar ve yağmurlar Kabe’nin hasar görmesine neden olmuştu. Kabileler hasar gören Kabe’nin tamirinin yapılması konusunda iş bölümü yaptılar. Tamirat bittiğinde sıra ”HacerüIesved (Kara Taş)‘in Kabe’deki yerine konulmasına geldi. Ancak taşın konulması konusunda anlaşmazlık çıktı.
Her kabile taşın yerine konulması onurunun kendilerine ait olduğunu iddia ediyordu. Kabilelerin ileri gelenleri merakla Kabe’ye ilk girecek kişiyi beklemeye başladılar. Hz.Muhammed’in Kabe’ye doğru geldiğini görünce çok sevindiler. Hep birden: “El-emin (Güvenilir insan)’dı. Onun aramızda vereceği her karara razıyız.” dediler. Anlaşamadıkları konuyu Peygamberimize anlattılar. Peygamberimiz bir örtü buldu ve Hacerülesved’i ortasına koydu. Her kabileden bir kişinin örtünün bir ucundan tutarak taşı kaldırmalarını istedi. Taş konacağı yere kadar kalkınca bizzat taşı kendi elleriyle yerine koydu. Onun bu davranışı ile büyük bir anlaşmazlık çözülmüş ve kavga önlenmiş oldu.
Peygamber Oluşu, Mekke ve Medine Yılları
Yüce Allah, Hz. Muhammed’e (s.a.v) 610 yılının Ramazan ayında Kadir Gecesi’nde, Nur Dağı’nın Hira Mağarası’nda, vahiy meleği Cebrail(a.s) aracılığıyla Alak Suresi’nin ilk beş ayetini vahyetti. Peygamberimiz durumu eşine ve hanif olan (Allah’a inanan) Varaka’ya anlattı. Varaka da peygamberimize korkmaması gerektiğini ve peygamberlikle görevlendirildiğini söyledi. İlk vahiyden sonra Yüce Allah, Hz. Muhammed’e (s.a.v) mesajlarını insanlara açıklama ve onları İslam dinine davet etme görevini verdi. Hz. Muhammed (S.A.V.) 40 yaşında Peygamber oldu.
İlk Müslümanlar: Hz. Hatice, Hz. Ali, Hz. Zeyd, Hz. Ebu Bekir oldular. Peygamberimiz İslam’a davetini ilk üç yıl gizlice yaptı, dördüncü yıldan itibaren insanları açıktan davet etmeye başladı. Amcası Ebu Talip ona her zaman yardımcı oldu; ama diğer amcası Ebu Lehepİslam’a davetine karşı çıktı. Peygamberimiz tüm gayretiyle insanları İslam’a davet ediyor, Allah’ın varlığını ve birliğini anlatıyordu. Ancak amcası Ebu Lehepile EbuSüfyan ve Ebu Cehil Peygamberimizin İslam’a davetine karşı çıkıyor ve Müslümanlara vazgeçmeleri için türlü türlü eziyet ve işkenceler ediyorlardı. Bu yüzden peygamberimiz bir grup müslümanı Habeşistan’a gönderdi, bu olay müslümanların ilk hicreti oldu. Habeşistan kralı Necaşi çok adil biriydi ve kendine sığınan Müslümanları himayesine aldı ve korudu.
Taif Yolculuğu: Peygamberimiz İslam davetini Mekke dışında ilk kez, yanına Hz. Zeyd’i de alarak Taif şehrine yapmıştır. Ancak burada yaşayanlar İslam’ı kabul etmediler, peygamberimizi taşladılar ve şehirden uzaklaştırdılar.
İSRA VE MİRAÇ :Hz. Hatice ve Ebu Talip’in vefatı, Taif yolculuğunda yaşananlar, Mekkelilerin değişmeyen tavırları peygamberimizi çok üzmüştü. Tüm bu zorluk, sıkıntı ve acılar yaşanırken Yüce Allah, peygamberimize iki büyük mucize yaşattı. Bu mucizeler İsra ve Miraç mucizeleridir. İsra: Hz. Peygamberin bir gece Mescid-i Haram’dan, Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya götürülmesidir. Miraç ise, buradan Yüce Allah’ın huzuruna çıkarılmasıdır.
MEDİNE’YE HİCRET(GÖÇ): Peygamberimiz daha önce Mekke’ye gelen Medinelilere İslam’ı anlatmış onlar da Müslüman olmuşlardı. Daha sonraki yıllarda Medine’deki Müslüman sayısı gittikçe arttı. Medineli Müslümanlar her konuda İslam’ın emir ve yasaklarına uyacaklarına ve peygamberimizi ve Mekkeli Müslümanları koruyacaklarına dair söz verdiler. Bunun üzerine Mekkeli Müslümanlar 622 yılında küçük guruplar halinde Medine’ye Hicret ettiler. Hicret olayı İslam tarihi açısından çok önemli bir olaydır. Hicretle birlikte Medine’de bir İslam Devleti kuruldu.
**Peygamberimiz Medine’ye varır varmaz ilk iş bir mescit yaptırdı. Burası hem mescit, hem yönetim merkezi hem de peygamberimizin eviydi. Bu mesciteMescid-i Nebi (Peygamber Mescidi) denir.Mescidin ‘’Suffe‘’ adı verilen bölümünde isteyen sahabiler kalır ve peygamberimizden ilim öğrenirlerdi.
MEDİNE’DE İSLAM TOPLUMU
Peygamberimiz Medine’ye gelir gelmez barış, güven ve huzur dolu bir toplum için çalışmalara başladı. Medineli Müslümanlar (Ensar) ile Mekkeli Müslümanları ( Muhacir) kardeş ilan etti. Medineliler, Mekkeli Müslümanların her türlü sıkıntısı ile ilgilendiler ve ihtiyaçlarını karşıladılar. Bu sayede Medine’de tarihin en güzel kardeşlik örneği yaşandı. Peygamberimiz Medine’de yaşayan Yahudilerle de bir anlaşma yaptı. Buna göre herkes Medine’de barış içinde yaşayacak; dış tehditlere karşı ise birlikte savunacaklardı.
HUDEYBİYE BARIŞ ANTLAŞMASI
Medine’de özgürlük ve huzura kavuşan Müslümanları Mekkeli müşrikler sürekli rahatsız edince savaşlar oldu.*Bedir Savaşı: 624 yılında Mekkeli müşrikler bozguna uğratıldı.Savaşı Medineli Müslümanlar kazandı. **Uhud Savaşı:625 yılında Bedir Savaşı’nın intikamını almak isteyen Mekkeli müşrikler yeniden saldırdı. Bu savaş iki taraf içinde bir sonuç elde edilemeden sona erdi.
**Hendek Savaşı: 627 yılında Mekkeliler bu defa büyük bir ordu ile Medine’yi kuşattılar ama şehri ele geçiremeden döndüler. Çünkü Medineliler şehrin etrafına çok geniş hendekler kazmışlardı. Düşman birlikleri bu hendekleri geçemediler. Daha sonra Müslümanlarla – Mekkeliler arasında 628 yılında HUDEYBİYE ANTLAŞMASI imzalandı. Bu antlaşmaya göre iki taraf on yıl savaşmayacaktı. Bu barış ortamı İslamiyet’in yayılmasını hızlandırdı.
MEKKE’NİN FETHİ: 630 yılında Mekkeli müşrikler Hudeybiye Antlaşması’nı bozdular. Bunun üzerine peygamberimiz Mekke üzerine yürüdü ve şehri fethetti. Bu fetihte savaş çıkmadı, kan dökülmedi. Peygamberimiz Kabe’yi putlardan temizledi. Mekke’nin fethi ile İslamiyet’in yayılması hızlandı ve tüm Arap Yarımadası kısa sürede Müslüman oldu.
VEDA HACCI VE VEDA HUTBESİ: Peygamberimiz 632 yılında ilk ve son haccına çıktı. Medine’den Mekke’ye geldi ve binlerce Müslüman ile hac ibadetini yerine getirdi. Burada Veda Hutbesi olarak bilinen hutbesini okudu. Veda Hutbesi sadece Müslümanlar için değil tüm insanlar için önemlidir. Çünkü bu hutbede insanların adalet ve huzur içinde yaşamaları için gereken temel ilkeler açıklanmıştır. Peygamberimiz Veda haccından kısa bir süre sonra Medine’de 63 yaşında vefat etmiştir. Kabri Mescid-i Nebi’nin içerisinde Yeşil Kubbe’nin altındadır. Peygamberimiz 23 yıl peygamberlik yapmıştır.
EHL-İ BEYT:Hz. Muhammed’in (s.a.v) ailesine ve akrabalarına EHL-İ BEYT(Ev Halkı) denir. Ancak bu özel olarak şu beş kişi için kullanılır: Hz. Muhammed (s.a.v), Hz. Fatıma (r.a), Hz. Hüseyin (r.a),
Hz. Hasan (r.a), Hz. Ali (r.a).Hz. Hüseyin (r.a) ve Hz. Hasan (r.a) peygamberimizin torunlarıdır.
Peygamber efendimizin isimleri: Ahmed, Muhammed, Mahmud ve Mustafa ‘dır.
Peygambere Dua: Peygamberimiz için yapılan özel dualara ‘’salavat duası’’ denir. Salli ve Barik duaları peygamberimiz ve ailesi için okunan iki salavat duasıdır. Bu duaları okuyarak peygamberimiz ve ailesi için dua eder, ona olan sevgi, saygı ve bağlılığımızı gösteririz. Her namazın son oturuşunda bu dualar okunur. Bu dualarla Allah’tan peygamberimiz için bolluk, bereket, rahmet ve mağfiret isteriz.
ALLAHÜMME SALLİ DUASI:AllâhümmesallialâMuhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâsalleytealâİbrahime ve alâ âli İbrahim. İnnekehamidünmecîd.Anlamı :Allah’ım! Hz. Muhammed’e ve ailesine tıpkı Hz. İbrahim’e ve ailesine salat ettiğin gibi salat et. Şüphesiz Senen çok övülen ve en yüce olansın.
ALLAHÜMME BARİK DUASI:AllâhümmebârikalâMuhammedin ve alâ âliMuhammed. Kemâbârektealâ İbrahim’e ve alââliİbrahim. İnnekehamidünmecîd.
Anlamı: Allah’ım! Hz.Muhammed’i ve ailesini tıpkı Hz. İbrahim’ive ailesinibereketli kıldığın gibibereketli kıl. Şüphesiz Senen çok övülen ve en yüce olansın.